Lenfödem ve Lipödem

Toplardamarlar (venler), kirli kanı vücudumuzdan kalbe geri taşıyan damarlardır. Bu damarların içinde tek yönlü çalışan kapakçıklar bulunur. Kaslar hareket ettiğinde açılan kapakçıklar, gevşeme anında kapanarak kanın yerçekimine rağmen geri kaçmasını önler. Ancak toplardamar sistemini etkileyen hastalıklarda bu kapakçıklar zarar görebilir ve kanın geri kaçmasına, damarlarda birikmesine yol açar. Sonuç olarak bacaklarda yanma sızlama şeklinde ağrı, şişme, cilt renginde koyulaşma gibi değişiklikleri, damarlarda genişleyerek kıvrımlı bir şekil alma veya damar içi pıhtı oluşumu gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Toplardamar hastalıkları basit kozmetik problemlerden (kılcal varisler) hayatı tehdit eden durumlara (derin ven trombozu gibi) kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkar.

Lenfödem

Lenfödem, halk arasında fil hastalığı olarak da bilinen, lenfatik sistem bozukluklarına bağlı gelişen bir ödem türüdür. Lenfödemde lenf damarları daralır veya tıkanır; bu nedenle normalde lenf düğümlerine taşınması gereken protein açısından zengin lenf sıvısı dokularda birikir ve ilgili bölgede şişlik oluşur. Lenfödem doğuştan (primer) veya sonradan (sekonder) ortaya çıkabilir. Primer lenfödem genetik nedenlerle veya lenf sisteminin yapısal anormallikleri sonucu gelişirken, sekonder lenfödem genellikle cerrahi müdahale, radyoterapi, enfeksiyon veya travma gibi etkenler sonrası ortaya çıkar. Örneğin kanser tedavisi sırasında lenf düğümlerinin alınması ya da radyasyon hasarı lenfödemin en sık görülen sebeplerindendir.

Lenfödem genellikle etkilenen uzuvda (çoğunlukla kol veya bacakta) belirgin şişlik ile kendini gösterir. Bu şişlik başlangıçta gün sonunda artan, istirahatle kısmen inen bir ödem olabilir; ancak tedavi edilmezse kalıcı ve ilerleyici hale gelir. Lenfödem belirtileri arasında şunlar öne çıkar:

  • Şişlik: Etkilenen kol veya bacakta kalıcı ve ilerleyici şişme oluşur.
  • Ağrı ve hareket kısıtlılığı: Şişliğe bağlı olarak uzuvda ağırlık hissi, ağrı, uyuşma ve hareket kabiliyetinde azalma görülebilir. Kıyafetler veya takılar o bölgede dar gelmeye başlayabilir.
  • Cilt değişiklikleri: İleri evrelerde cilt sertleşip kalınlaşabilir, kuru ve pürüzlü hale gelebilir; bazen de renk değişiklikleri veya deri altında fibrozis gelişir. Bu durum, cildin enfeksiyonlara (ör. selülit) daha yatkın olmasına yol açar.

Lenfödem genellikle yavaş ilerleyen, kronik bir hastalıktır. Erken dönemde şişlik istirahatle azalırken ileri safhalarda sürekli hale gelir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Lenfödem teşhisinde doktorunuz fiziki muayene ile şişliğin derecesini, cilt yapısını ve Stemmer belirtisi gibi özel bulguları değerlendirir. Gerekirse lenf sistemi fonksiyonunu görmek için lenfosintigrafi, MR veya ultrason gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir. Lenfödem tanısı konulduğunda, altta yatan sebep de (örneğin enfeksiyon, tümör gibi) araştırılarak tedavi planı buna göre yapılır.

Lenfödem tedavisi, genellikle Kapsamlı Boşaltıcı Terapi olarak bilinen bütüncül bir programla yürütülür. Bu program; manuel lenf drenajı (özel masaj teknikleri ile lenf sıvısının boşaltılması), kompresyon terapisi (bandajlama veya özel basınçlı çoraplar), uygun egzersizler ve cilt bakımı gibi yöntemlerin kombinasyonunu içerir. Örneğin üst üste giyilen elastik bandajlar veya bası cihazları (pressoterapi ile hava basıncı uygulayan cihazlar) sayesinde bacaklara dışarıdan basınç yapılarak lenf akışı desteklenir ve ödemin azalması sağlanır. Hastalar ayrıca, doktor tarafından öğretilen egzersizleri düzenli yaparak kas pompasını çalıştırmalı ve etkilenen uzvu mümkün olduğunca hareket ettirmelidir. Cildin nemli ve temiz tutulması, herhangi bir kesi veya mantar enfeksiyonunun hemen tedavisi de önemlidir. Bu sayede lenfödemin ilerlemesi durdurulabilir, şişliğin ve ağrının azalmasıyla hastanın yaşam kalitesi artar.

Lipödem

Lipoödem, çoğunlukla kadınlarda görülen kronik ve ilerleyici bir yağ dağılım bozukluğudur. Bu hastalıkta vücudun alt kısmında, özellikle kalça, basen, bacak ve bazen kollarında orantısız şekilde yağ birikimi olur. Lipoödemli hastalarda eller ve ayaklar etkilenmez, yani el ve ayak bileklerinde genellikle ödem veya şişlik görülmez. Bu özellik, lipoödemi lenfödemden ayıran en önemli farklardan biridir. Yağ dokusu birikimi her iki bacakta simetrik biçimdedir ve hasta ne kadar kilo verirse versin bacaklar orantısız derecede kalın kalabilir. Lipoödem genellikle ergenlik, hamilelik veya menopoz gibi hormonal değişim dönemlerinde ortaya çıkar ya da belirginleşir. Bu durumun kesin nedeni tam aydınlatılamamış olsa da genetik yatkınlık ve hormonal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.

Lipoödem belirtileri genellikle yavaş ilerler ve ilk başta fark edilmeyebilir. Hastalar en çok basen ve bacaklarında incelme olmadan orantısız bir kalınlaşma fark ederler. Lipoödemli bölgede dokunmaya karşı ağrı ve hassasiyet yaygındır; basınç uygulandığında cilt altında sert nodüller ve acı hissedilebilir. Ayrıca bu bölgedeki kılcal damarların kırılgan olmasına bağlı olarak kolay morarma görülür. İlerleyen evrelerde yağ birikimi ve ödem o kadar artabilir ki hastanın yürüme kabiliyeti etkilenmeye başlar. Lipoödem aynı zamanda psikososyal etkilere de yol açabilir: Hasta bacaklarının görünümü nedeniyle özgüven kaybı, utanma, kaygı ve depresyon yaşayabilir. Yakın zamana dek lipoödem obezite veya lenfödem ile karıştırılabilen, tanısı zor konan bir hastalıktı. Ancak artık bilinç arttıkça daha fazla kadın bu sorunla doktora başvuruyor. Yapılan araştırmalara göre kadınların yaklaşık %10-11’inde lipoödem görülebileceği bildirilmektedir – bu da oldukça yaygın bir oran olup, lipoödemin aslında düşündüğümüzden daha sık rastlanan bir problem olduğunu gösterir.

Lipoödem maalesef tamamen iyileştirilebilen bir hastalık değildir, ancak semptomları yönetilebilir ve ilerlemesi yavaşlatılabilir. Lipoödem tedavisinde öncelikle hastanın yaşam kalitesini yükseltmek ve ağrıyı azaltmak hedeflenir. Bunun için kilo kontrolü ve dengeli beslenme önemlidir; sağlıklı diyetle genel vücut ağırlığını korumak, ilave yağ birikimini önlemeye yardımcı olur. Ancak sadece diyet veya sporla lipoödemli bölgedeki yağ dokusunu eritmek genellikle mümkün olmadığından, destekleyici tedaviler devreye girer. Hastalara özellikle bacaklar için kompresyon çorapları veya bandajlar tavsiye edilir – bu özel giysiler şişlik ve ağrı hissini azaltmaya yardımcı olur. Lenfödemde olduğu gibi manuel lenf drenajı masajları, bacaklardaki sıvı dolaşımını artırarak ödemi hafifletebilir. Ağrı ve hassasiyeti azaltmak için yüzme gibi düşük darbeli egzersizler, yürüme veya bisiklet gibi aktiviteler önerilir. İlerlemiş ve konservatif yöntemlerle kontrol altına alınamayan vakalarda cerrahi seçenekler de düşünülebilir. Özellikle lipödem yağlarının liposuction (yağ alma) yöntemiyle alınması, bacak çevresini inceltip rahatlama sağlayabilir. Bu tür operasyonlar özel tekniklerle (su yardımlı veya tumescent liposuction gibi) ve genellikle ileri evre hastalarda uygulanır. Tedavi sonrasında da hastanın kompresyon giysisi kullanmaya ve egzersizlere devam etmesi, uzun dönem başarısı için kritiktir.

Sonuç

Lenfödem ve lipoödem, birbirinden farklı mekanizmalara sahip olsa da her ikisi de erken tanı konulup uygun şekilde tedavi edilmesi gereken önemli rahatsızlıklardır. Bu hastalıklar konusunda farkındalık sahibi olmak, belirtileri erkenden tanıyıp ilerlemeden önlem almak çok değerlidir. Unutmayın, erken müdahale ile yaşam kalitenizi yükseltmek mümkün. Eğer siz de bacaklarınızda veya kollarınızda anormal bir şişlik, ağrı veya şekil değişikliği fark ediyorsanız vakit kaybetmeden bir uzmana danışın. Kliniğimizde lenfödem ve lipoödem tanı ve tedavisi konusunda deneyimli ekibimizle hizmet vermekteyiz. Sağlığınız için bir adım atın; daha fazla bilgi ve randevu almak için şimdi kliniğimizle iletişime geçin.

Lipödem ve Lenfödem - SSS

Lipoödem, genellikle bacaklarda ve bazen kollarda simetrik yağ birikimiyle karakterize, ağrılı ve ilerleyici bir sendromdur. Kilo vermekle düzelmez ve sıklıkla yanlışlıkla obezite ya da lenfödemle karıştırılır.

Lipoödemde simetrik yağ birikimi olurken, lenfödemde sıvı birikimi genelde tek taraflı ve yerçekimine bağlıdır. Lipoödemli hastada ayak bilekleri genellikle korunurken lenfödemde ayak sıklıkla etkilenir.

Kesin nedeni bilinmemekle birlikte hormonal geçiş dönemlerinde (ergenlik, gebelik, menopoz) ortaya çıkması ve ailesel geçiş göstermesi, genetik ve hormonal faktörlerin etkili olduğunu düşündürmektedir.

  • Kalın, simetrik bacaklar ve/veya kollar
  • Basınca ve dokunmaya karşı ağrı
  • Morarma eğilimi
  • Ayak ve el bileklerinin ince kalması
  • Diyete dirençli yağ dokusu

Teşhis, fizik muayene ve hastanın şikayet öyküsüne dayanır. Ultrason veya lenfosintigrafi, lenfödem ayırıcı tanısında yardımcı olabilir. Genellikle yanlış tanı almış hastalarda doğru değerlendirme önemlidir.

  • Tedavi multidisipliner yaklaşım gerektirir:
  • Kompresyon giysileri
  • Lenfatik drenaj masajları
  • Beslenme ve egzersiz planı (antiinflamatuvar odaklı)
  • Gerekirse liposuction (su yardımlı veya lazer destekli) gibi cerrahi seçenekler uygulanabilir.

Lenfödem, lenf sıvısının doku içinde birikerek şişlik oluşturduğu bir durumdur. Tedavi; manuel lenf drenajı, çok katlı kompresyon bandajı, egzersiz ve cihaz destekleriyle yapılır.

Çok katlı kompresyon bandajı, basıncı kontrollü şekilde dağıtan medikal bir pansuman sistemidir. Özellikle venöz ülser ve lenfödem tedavisinde kullanılır.